“Gazetecilerin susturulması, halkın susması demektir”
Van’da üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü hakkında haber yapan ve süreci takip eden bazı gazetecilerin X hesaplarına erişim engeli getirildi. Karar, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesine dayandırıldı. Bu madde, “milli güvenlik” ve “kamu düzeni” gerekçeleriyle Sulh Ceza Hakimliklerine erişim engeli yetkisi veriyor.
Ancak hukukçulara göre bu madde, son yıllarda kamusal yarar taşıyan haberleri engelleme aracı haline geldi. Avukat Burcu Şeber, getirilen erişim engellerinin “ifade ve basın özgürlüğüne açık müdahale” olduğunu vurguladı:
“Bu kararlar yalnızca gazetecileri değil, halkın bilgi alma hakkını da hedef alıyor. Habere erişim engeli, demokratik bir hukuk devletinde kabul edilemez.”
“Haber yapmak suç değildir”
Avukat Şeber, özellikle gazeteci Ruşen Takva’nın hesabına getirilen erişim engeline dikkat çekti. Kararda “üniversite rektörünün can güvenliği tehlikede” gerekçesi yer aldı ancak paylaşımlar incelendiğinde hiçbir tehdit ya da suç unsuru bulunmadı.
“Gazeteciler, Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili kamuoyunu bilgilendiriyor ve yetkilileri açıklama yapmaya çağırıyor. Bu, gazetecinin görevidir. Görevini yapan birini cezalandırmak sansürdür,” dedi Şeber.
“Gazetecinin hakkı kâğıt üzerinde güvence altında”
Şeber, hem ulusal hem uluslararası hukukta gazetecilik faaliyetinin açıkça güvence altına alındığını hatırlattı:
-
Anayasa Madde 26: Herkes düşüncelerini açıklama ve yayma hakkına sahiptir.
-
Anayasa Madde 28: Basın hürdür, sansür edilemez.
-
AİHS Madde 10: İfade özgürlüğü ve bilgi alma hakkı korunur.
-
BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi Madde 19: Bilgi edinme hakkı evrensel bir haktır.
Şeber, Anayasa Mahkemesi kararlarına atıfta bulunarak, “İfade özgürlüğü sadece hoş karşılanan görüşleri değil, rahatsız eden, sarsan düşünceleri de kapsar,” sözleriyle mevcut tabloyu eleştirdi.
“Erişim engeli teknik değil, siyasi bir karardır”
Erişim engeli, teknik bir işlem gibi sunulsa da gazetecilik faaliyetinin özüne müdahale anlamı taşıyor. Şeber, “Dosyayı başından beri takip eden gazetecilerin tüm hesaplarına erişim engeli getiriliyor. Bu, yalnızca basının susturulması değil, halkın bilgi alma hakkının da gasp edilmesidir,” ifadelerini kullandı.
Basın meslek örgütleri ve hukukçular, bu tür kararların şeffaflık ilkesini zedelediğini ve haber alma özgürlüğünü kısıtladığını belirtiyor.
Gazeteciler ne yapabilir?
Burcu Şeber, gazetecilerin bu tür durumlarda başvurabileceği hukuki yolları şöyle sıraladı:
-
Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz: Erişim engelinin kaldırılması talep edilebilir.
-
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru: İfade özgürlüğü ihlali gerekçesiyle.
-
AİHM’e başvuru: İç hukuk yolları tükendiğinde.
Anayasa Mahkemesi’nin Artı Media GmbH (2023) ve Keskin Kalem (2021) kararları da “tüm hesaba erişim engeli getirilmesinin orantısız müdahale” olduğuna hükmetmişti.
Ne olmuştu?
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş, 2024 Eylül ayında kaybolmuş, 18 gün sonra Van Gölü kıyısında ölü bulunmuştu. Olay, hem öğrenciler hem de kadın örgütleri tarafından protesto edilmiş, ölümün “şüpheli” yönleri kamuoyunda tartışma yaratmıştı.
Soruşturmayı ve üniversite eylemlerini takip eden gazetecilerin sosyal medya hesaplarına getirilen erişim engelleri, kamuoyunda “ifade özgürlüğü ihlali” tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.
Kaynak: Van Bölge Gazetesi
Haber: Yasemin Dikici