1. Haberler
  2. Genel
  3. Gözler PKK’nin Yarın Ki Açıklamasında

Gözler PKK’nin Yarın Ki Açıklamasında

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vanhaber24 — Rojnews’in “güvenilir kaynaklara” dayandırdığı haberde, PKK’nin Abdullah Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda “tarihi bir adım” açıklayacağı ileri sürüldü.


Yeni bir süreç mi başlıyor?

Ortadoğu’daki dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde, Kürt sorununa dair diyalog arayışlarının yeniden gündeme gelirken  Rojnews’in “güvenilir kaynaklara” dayandırdığı habere göre, PKK’nin Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve örgütün 12. Kongre kararları doğrultusunda “tarihi bir adım” atacağı ileri sürüldü.

Haberde, bu adımın yarın bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurulacağı öne sürülürken, sürecin ayrıntılarına dair resmi bir açıklama yapılmadı. Söz konusu iddia, DEM Parti İmralı Heyeti’nin 28 Ekim’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşmenin hemen öncesine denk geldiği için dikkat çekti.


Görüşme trafiği ve olası yeni temaslar

Ankara kulislerinde, söz konusu gelişmenin “yeni bir diyalog süreci”nin ön hazırlığı olabileceği konuşuluyor. DEM Parti kaynakları, daha önce de “barışçıl çözümün diyalog ve müzakereyle mümkün olduğunu” ifade etmişti.
Yine iddialara göre, DEM Parti heyetinin 30 Ekim’de İmralı’ya giderek Öcalan ile görüşmesi bekleniyor. Bu görüşmenin gerçekleşmesi hâlinde, 2013’te başlayan çözüm sürecinden bu yana ilk resmi temas olarak değerlendirilecek.

Resmi makamlar, şu ana kadar konuya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Ancak kulislerde, bu temasların bölgesel istikrara katkı sunabileceği, özellikle Suriye ve Irak sahasındaki gerilimlerin azalması açısından diplomatik önem taşıdığı belirtiliyor.


Önceki adımlar: Silah bırakma çağrısı

Haberde dikkat çeken bir diğer ayrıntı, PKK’nin 11 Temmuz’da örgüt mensuplarının bir kısmının “silah bırakma” yönünde sembolik bir adım atmasıydı.
Bu gelişmede, “Bese Hozat” kod adlı Hülya Oran’ın da aralarında bulunduğu bir grubun silahlarını yaktığı ifade edilmişti. Bu adım, uluslararası kamuoyunda “barış sürecine yönelik sinyal” olarak yorumlanmış, ancak Türkiye’den bu iddiaya ilişkin doğrulama gelmemişti.

Uzmanlar, bu adımın devamında “dağdan iniş” veya “barışa geçiş süreci” gibi sembolik eylemlerin gündeme gelebileceğini belirtiyor. Ancak bu tür açıklamaların sahadaki duruma göre şekilleneceği ve devletin resmi tavrına bağlı olduğu vurgulanıyor.


Siyasi yankılar ve kamuoyunun tepkisi

Türkiye’de 2013-2015 yılları arasında yürütülen “Çözüm Süreci” deneyimi hâlâ kamuoyunun hafızasında tazeliğini koruyor. O dönemde devlet ve PKK arasında yürütülen dolaylı müzakerelerle silahların susması hedeflenmişti. Ancak süreç, 2015’te çatışmaların yeniden başlamasıyla sona ermişti.

Bugün yeniden gündeme gelen iddialar, o dönemdeki deneyimlerden farklı bir çerçeveyle tartışılıyor. Toplumun bir kesimi olası bir barış sürecine olumlu bakarken, bazı çevreler ise sürecin “şeffaflık ve toplumsal mutabakat” olmadan ilerlememesi gerektiğini savunuyor.


Hukuki çerçeve ve siyasi gerçeklik

Türkiye’de terörle mücadele yasaları gereği, PKK’nin adımlarına dair yapılan açıklamaların yasal bir zemine dayanmadığı ve devletin resmi görüşüyle örtüşmediği belirtiliyor.
Hükümet kanadı, bugüne kadar örgütle doğrudan müzakere yürütüldüğüne dair bir açıklama yapmadı. Ancak bazı hukukçular, “toplumsal barış” kavramı çerçevesinde yeniden diyalog zemininin oluşmasının “insani ve siyasi bir gereklilik” olduğunu ifade ediyor.

Ankara’daki gözlemcilere göre, önümüzdeki günlerde yapılması beklenen görüşmeler, hem Türkiye’nin iç politikasında hem de bölgesel diplomasi açısından önemli yansımalar doğurabilir.


Ne olmuştu?

Abdullah Öcalan, 2013 yılındaki Nevruz mesajında “silahlı mücadelenin sona erdirilmesi ve demokratik siyasetin güçlendirilmesi” çağrısı yapmıştı. Bu çağrının ardından başlayan çözüm süreci, 2015 yılında çatışmaların yeniden başlamasıyla son bulmuştu.

Son haftalarda ise, bölgesel çatışmaların artması ve Türkiye’deki yeni anayasa tartışmalarıyla birlikte, yeniden “barış süreci” tartışmaları gündeme geldi. Rojnews’in son haberi de bu bağlamda değerlendirilirken, resmi makamların veya uluslararası kuruluşların doğrulaması bulunmuyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir