Vanhaber24 – Dünya Servisi
Vietnam’ın dağlık ormanlarında 1992 yılında meydana gelen uçak kazasında, Hollandalı bankacı Annette Herfkens mucizevi şekilde hayatta kalmıştı. Nişanlısı ve 30 yolcunun hayatını kaybettiği kazadan tek sağ kurtulan kişi olan Herfkens, sekiz gün boyunca ormanda tek başına yaşam mücadelesi verdi.
Tatilden Felakete: Bir Aşk Yolculuğunun Sonu
Annette Herfkens ve nişanlısı Willem van der Pas — Annette’in sevgiyle “Pasje” dediği — Vietnam’da kısa bir tatil planı yapmışlardı. Çift, Ho Chi Minh City’den sahil kenti Nha Trang’a gidecek Sovyet yapımı Yak-40 tipi uçağa bindi. Ancak uçak, yoğun sis ve kötü hava koşulları nedeniyle dağlık bir bölgeye çarptı.
Uçaktaki 30 yolcu ve mürettebattan sadece Annette hayatta kaldı.
Uyanır uyanmaz etrafında cansız bedenler gördü. Nişanlısı Pasje’nin yüzünde “tatlı bir gülümseme” vardı ama artık yaşamıyordu. Annette, kırılmış kalçaları ve bacaklarıyla sekiz gün boyunca ormanın ortasında yaralı halde kaldı.
“Şehirli Bir Kadındım, Ama Ormanda Hayatta Kalmak Zorundaydım”
Herfkens, BBC’ye verdiği röportajda o günleri anlatırken, “Başta korkudan donup kaldım. Sonra nefesime odaklanmam gerektiğini fark ettim. Meditasyon yapmıyordum ama içgüdüsel olarak hayatta kalmak için farkındalık geliştirdim,” diyor.
Vücudundaki kırıklar nedeniyle yürüyemiyordu. Yağmur suyu biriktirmek için uçağın yalıtım köpüğünden küçük kaplar yaptı.
“Yağmur başladığında su topladım. O suyu içmek, hayatımın en güzel anlarından biriydi. En iyi şampanyadan bile daha kıymetliydi.”
Yalnızlık ve Yas: “Pasje’yi Düşünmek Yasaktı”
Kazadan sonra nişanlısının ölümünü kabullenmek zorunda kalan Annette, duygularını bastırmak zorunda kaldı:
“Onu düşündüğüm anda ağlamaya başlıyordum. Bu da beni zayıflatacaktı. O yüzden ‘Pasje’yi düşünme’ dedim kendime.”
Elindeki küçük yüzük, hem hatıra hem de dayanma sembolüydü.
“O yüzüğe baktıkça hem sevildiğimi hissettim hem de yaşamak için sebep buldum.”
Ormanın Sessizliği ve İçsel Güç
Herfkens, ilk iki gün boyunca hayatta kalma umuduyla etrafındaki diğer kazazedelere seslendi. Ancak kısa sürede yalnız olduğunu anladı.
“Dağa gece çöktüğünde hiçbir ses kalmamıştı. Tamamen yalnızdım. Ama ormana baktığımda, yapraklardaki ışığı fark ettim. Korkunun içinde bile güzelliği görebiliyordum.”
Sekiz günün sonunda ormanda devriye gezen köylüler tarafından bulundu. Kurtarma ekibi onu taşıdığında bilinci açıktı ama vücudu ciddi şekilde hasar görmüştü.
Travmadan Hayata Dönüş
Kazadan sonra Hollanda’ya dönen Annette, aylar süren tedavi gördü. Kalçaları vidalarla sabitlendi, akciğeri yeniden şişirildi.
“Vietnamlı doktorlar bacaklarımı kurtardı. Hollanda’da olsaydım kesilirdi. Hayatımı onlara borçluyum.”
Nişanlısı Pasje’nin cenazesinde ise derin bir sembolizm yaşadı:
“Bir düğün gibiydi ama ben bir tabutla evleniyordum. O gün orada sevdiğim adamı toprağa verdim.”
Yeni Bir Başlangıç: Hayata Dair Dersler
Kazadan sonra hayata yeniden tutunmak zaman aldı. Herfkens uzun süre yalnız yaşadı, evlenmeyeceğine inanmıştı. Ancak kendisini kurtarmaya inanan meslektaşı Jaime ile yolları kesişti. Sonunda evlendiler ve iki çocukları oldu.
Oğluna otizm teşhisi konduğunda, Annette ormanda öğrendiği sabrı hatırladı:
“Sahip olduklarını kabul ettiğinde, güzellik kendini gösteriyor. Oğlum koşulsuz sevginin en saf haliydi.”
“Hayatın En Karanlık Anında Güzelliği Buldum”
Herfkens, yaşadıklarını “Turbulence: A Survival Story” adlı kitabında anlattı. Bugün dünya çapında konferanslar veriyor, travma sonrası farkındalık üzerine konuşmalar yapıyor.
“Ormanda öğrendiğim en önemli şey şuydu: Hayatın en karanlık anında bile güzellik vardır. Onu görebilmek için kalbini açık tutman yeter.”