1. Haberler
  2. İnsan Hakları
  3. Van’da STK’lardan “Kuyu Tipi Cezaevi Kapatılsın” Çağrısı

Van’da STK’lardan “Kuyu Tipi Cezaevi Kapatılsın” Çağrısı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vanhaber24 – Van’da Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, “Kuyu tipi cezaevleri” olarak adlandırılan yüksek güvenlikli hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekilerek bu cezaevlerinin kapatılması talep edildi. “Tecrit insanlık suçudur – Kuyu tipi hapishaneler kapatılsın” pankartının taşındığı açıklamaya çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi, insan hakları savunucusu ve yurttaş katıldı.

Van’da “Kuyu Tipi Hapishaneler Kapatılsın” eylemi

Van merkezdeki Sanat Sokağı’nda gerçekleştirilen açıklamada konuşan İHD Van Şubesi Eşbaşkanı Mehmet Salih Coşkun, yeni cezaevi modellerinin insan hakları ihlallerini derinleştirdiğini belirtti. Coşkun, son yıllarda artan “S Tipi”, “Y Tipi” ve “Yüksek Güvenlikli” ceza infaz kurumlarının, mahpusları tecrit ederek toplumsal izolasyon politikasının aracı haline getirildiğini ifade etti.

“Bu cezaevlerinin yer seçimi ve mimarisi bile tek başına bir hak ihlalidir,” diyen Coşkun, “Mahpusların günün 22 saatinden fazlasını tek hücrede geçirmesi, insanlık onuruna aykırı bir uygulamadır. Kuyu tipi hapishaneler artık fiilen işkence merkezlerine dönüşmüştür,” dedi.

İHD: 51 yeni tip hapishane devrede

İHD’nin hazırladığı rapora göre, Türkiye’de son yıllarda 51 yeni tip yüksek güvenlikli cezaevi faaliyete geçti.
Bunların 22’si Y Tipi, 22’si Yüksek Güvenlikli, 7’si ise S Tipi olarak kaydedildi.

Bu cezaevlerinde mahpuslar çoğunlukla tekli hücrelerde tutuluyor. Raporda yer alan verilere göre:

Günlük yaşam 22,5 saate kadar hücrede geçiyor,

Havalandırma saatleri sınırlı, gökyüzü görünmeyecek şekilde tasarlanıyor,

Ayakta sayım, çıplak arama, kötü muamele ve sosyal izolasyon rutin hale gelmiş durumda.

Coşkun, “Bu uygulamalar sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da birer işkence aracına dönüşmüştür. İnsanlar yıllarca kimseyle temas etmeden yaşamak zorunda bırakılıyor,” ifadelerini kullandı.

“Açlık grevleri sürüyor, Adalet Bakanlığı sessiz”

İHD Van Şubesi tarafından yapılan açıklamada, “Kuyu tipi hapishanelerde” tutulan en az 15 tutsağın açlık grevinde ya da ölüm orucunda olduğu belirtildi.

Coşkun, mahpusların taleplerinin “insanca yaşam koşulları” ile sınırlı olduğunu vurgulayarak, Adalet Bakanlığı’nın bu süreçte hiçbir adım atmamasını eleştirdi:

“Bu insanlar sadece insan gibi yaşamak istiyor. Ne adil yargılanma talepleri, ne iletişim hakları, ne sağlık hakları dikkate alınıyor. Her gün yeni bir ölüm, yeni bir işkence vakasıyla karşılaşıyoruz.”

Kuyu tipi hapishaneler nedir?

“Kuyu tipi” ifadesi, sivil toplum kuruluşları tarafından mahpusların izole şekilde, dış dünyayla temassız tutulduğu yeni nesil cezaevleri için kullanılıyor.
Bu modelde mahpuslar, dar alanlarda, tek kişilik hücrelerde günün büyük kısmını yalnız geçiriyor.
Uzmanlar, bu sistemin “tecritin kurumsallaşması” anlamına geldiğini belirtiyor.

Hukuki çerçeve: Ceza İnfaz Kanunu ihlalleri

İnsan hakları hukukçuları, bu cezaevlerinde uygulanan tekli hücre sisteminin Anayasa’nın 17. maddesi (işkence ve kötü muamele yasağı) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi ile açıkça çeliştiğini belirtiyor.

Ayrıca, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 2. ve 6. maddeleri, mahpusların sosyal ilişkilerini koruyacak, onurlu yaşam hakkına uygun koşulların sağlanmasını zorunlu kılıyor. Ancak uygulamada bu hükümler sistematik biçimde ihlal ediliyor.

Van Barosu’ndan bir hukukçu, Vanhaber24’e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Kuyu tipi cezaevleri, modern mimari adı altında insanı insanlıktan çıkarıyor. Mahpusun kendisiyle bile iletişimi kesiliyor. Bu, açıkça yaşam hakkı ihlalidir.”

Toplumdan güçlü tepki: “Tecrit insanlık suçudur”

Sanat Sokağı’ndaki açıklamaya katılan yurttaşlar, “Tecrit insanlık suçudur” sloganları attı. Bazı katılımcılar, yakınları farklı cezaevlerinde tutulan mahpusların yaşadıkları psikolojik tahribata dikkat çekti.

Bir anne, Vanhaber24 mikrofonlarına şöyle konuştu:

“Oğlum bir yıldır Y tipi cezaevinde tek başına tutuluyor. Güneşi görmeden yaşıyor. Biz anne olarak çocuğumuzun sesini bile duyamıyoruz. Bu işkence değil de nedir?”

STK’lardan ortak çağrı: “Kapatılsın, tecrit sona ersin”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir