1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Erdoğan’la Görüşen DEM Parti İmralı Heyetinden İlk Açıklama: “Barış Sürecinde Fikir Birliği İçindeyiz”

Erdoğan’la Görüşen DEM Parti İmralı Heyetinden İlk Açıklama: “Barış Sürecinde Fikir Birliği İçindeyiz”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vanhaber24 – Ankara / 30 Ekim 2025, 20:56

Türkiye siyaseti açısından tarihi bir gün yaşandı. PKK’nin Türkiye’den tamamen çekildiğini açıklamasının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile DEM Parti İmralı Heyeti arasında Beştepe’de gerçekleşen üçüncü görüşmenin ardından, heyet ilk kez kamuoyuna yazılı bir açıklama yaptı.

DEM Parti Eşbaşkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar imzasıyla yayımlanan açıklamada,

“Sürecin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesini sağlayacak adımların atılması konusunda karşılıklı anlayış ve fikir birliği içinde olduğumuzu memnuniyetle belirtmek isteriz.”
ifadelerine yer verildi.


Tarihi Görüşme: Beştepe’de 1 Saatlik Kritik Toplantı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen görüşme, yaklaşık bir saat sürdü.
Görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve MİT Başkanı İbrahim Kalın da yer aldı. DEM Parti’yi ise Pervin Buldan ve Mithat Sancar temsil etti.

Bu, DEM Parti İmralı Heyeti’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gerçekleştirdiği üçüncü yüz yüze görüşme oldu. Görüşme, hem hükümet hem de Kürt siyasi çevreleri tarafından “barış sürecine dönüşün somut adımı” olarak değerlendiriliyor.


Arka Plan: “Terörsüz Türkiye” Süreci ve PKK’nin Çekilme Kararı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin temmuz ayında yaptığı “silah bırakma çağrısı” sonrasında başlatılan Terörsüz Türkiye süreci, temmuz ayından bu yana diplomatik ve güvenlik düzeyinde çok sayıda temasla ilerliyordu.

11 Temmuz 2025’te, Kuzey Irak’ta sembolik bir törenle silahların yakılması, ardından da PKK’nin Türkiye’den tamamen çekildiğini duyurması, sürecin en kritik dönüm noktalarından biri oldu.

DEM Parti kaynakları, bu gelişmenin ardından yapılan Beştepe görüşmesini, “müzakere değil, karşılıklı güvenin yeniden tesisi” olarak tanımlıyor.


Heyetten Açıklama: “Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde Yeni Aşamadayız”

Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın imzasını taşıyan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün Beştepe’de Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve heyetiyle yaklaşık bir saat süren bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmede, Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde gelinen aşama ve bundan sonra yapılması gerekenler üzerine kapsamlı değerlendirmelerde bulunduk.
Sürecin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesini sağlayacak adımların atılması konusunda karşılıklı anlayış ve fikir birliği içinde olduğumuzu memnuniyetle belirtmek isteriz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”


Siyasette Yeni Dönem: “İmralı Diyaloğu” Yeniden Başlıyor mu?

Beştepe’deki bu görüşme, Türkiye’nin uzun yıllardır donmuş durumda olan Kürt meselesi diyalogunun yeniden resmiyet kazandığı bir döneme işaret ediyor.

Siyaset kulislerinde, sürecin “İmralı Diyalog Hattı” üzerinden yeniden yapılandırılacağı konuşuluyor. Bu kapsamda, İmralı’da yeniden avukat ve aile görüşlerinin mümkün hale geleceği, sivil gözlemci heyetlerin de oluşturulabileceği iddia ediliyor.

Bir siyasi analist, görüşmeyi şu sözlerle değerlendirdi:

“2013-2015 çözüm süreci deneyiminden farklı olarak, bu kez taraflar sessiz bir diplomasi yürütüyor. Erdoğan’ın Beştepe’de DEM Parti heyetini kabul etmesi, sembolik olarak Kürt sorununun yeniden demokratik çözüm eksenine taşındığını gösteriyor.”


Muhalefet ve Kamuoyu Tepkisi

Görüşme sonrası kamuoyunda farklı tepkiler oluştu. Bazı çevreler görüşmeyi “barışın yeniden umut kazandığı bir adım” olarak nitelerken, bazı kesimler süreci “seçim hesaplarıyla başlatılmış bir siyasi manevra” olarak yorumladı.

DEM Parti içinde ise açıklamanın “fazla diplomatik” bulunduğu, özellikle gençlik kolları ve taban örgütlerinde daha açık bir dil talep edildiği belirtiliyor.


Sonuç: Sessiz Diplomasiden Umutlu Bekleyişe

Erdoğan-Buldan-Sancar görüşmesi, Türkiye’de barış siyasetinin yeniden gündeme girdiği bir döneme denk geldi.
Her iki tarafın da “karşılıklı anlayış” ve “fikir birliği” vurgusu, sürecin bu kez tek taraflı değil, iki taraflı sorumluluk bilinciyle yürütülmesi yönünde bir irade beyanı olarak görülüyor.

Türkiye kamuoyu şimdi şu sorunun yanıtını arıyor:

“Bu kez gerçekten barışın dili mi konuşulacak, yoksa yeniden sessizliğin dili mi galip gelecek?”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir