1. Haberler
  2. Dünya
  3. Sudan–BAE Krizi Derinleşiyor: Altın, Silah ve Diplomasi Üçgeninde Yeni Cephe

Sudan–BAE Krizi Derinleşiyor: Altın, Silah ve Diplomasi Üçgeninde Yeni Cephe

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vanhaber24 – Dış Politika | 31 Ekim 2025

Afrika’nın kalbinde başlayan bir iç savaş, artık küresel güç dengelerini sarsıyor. Sudan hükümetinin, Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) “ülkedeki savaşı körüklemekle” suçlaması, yalnızca diplomatik bir krizi değil, altın ticaretiyle beslenen yeni bir vekâlet savaşını da görünür hale getirdi. Kriz büyüyor, Afrika–Körfez hattında yeni bir soğuk savaşın ayak sesleri duyuluyor.


Hartum: “BAE, Sudan’ı istikrarsızlaştırıyor”

Sudan iç savaşında sahadaki denge, 2023 Nisan’ında Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasındaki çatışmaların başlamasıyla bozuldu. Hartum yönetimi, Abu Dabi’yi RSF’ye silah ve insansız hava araçları sağlamakla suçladı.

Sudan Güvenlik ve Savunma Konseyi, Mayıs 2025’te BAE ile diplomatik ilişkileri kesti. Abu Dabi’ye yönelik “saldırgan devlet” nitelemesi, iki ülke arasındaki köprüleri tamamen yıktı.
BAE ise iddiaları reddediyor:

“Sudan’ın içişlerine karışmadık, barış sürecine destek veriyoruz.”

Ancak uluslararası gözlemcilere göre bu, klasik bir vekâlet savaşı. Körfez’in iki büyük gücü olan Suudi Arabistan ve BAE, Afrika’nın kaynak zengini ülkelerinde nüfuz mücadelesi veriyor.


Altın Ticareti: Krizin Ekonomik Kalbi

Sudan, Afrika kıtasının en büyük altın üreticilerinden biri. Ancak ihracatın yaklaşık %90’ı Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidiyor.
Sudan hükümeti, bu ticaretin RSF tarafından finanse edilen “paralel ekonomi” haline geldiğini savunuyor.

“BAE, Sudan altınını kendi jeopolitik çıkarları için kullanıyor. Bu, egemenliğimize yönelik açık bir saldırıdır.”

BAE ise ticaretin “yasal kanallar” üzerinden yürütüldüğünü iddia ediyor.
Ancak Birleşmiş Milletler raporları, altının Sudan’dan kaçak yollarla BAE’ye ulaştırıldığını ve bu gelirlerin “savaş ekonomisine” dönüştüğünü belgeliyor.

Diplomatik kopuş sonrası Sudan poundu hızla değer kaybetti, altın ihracatındaki düşüş ülke ekonomisini çökme noktasına getirdi.


Jeostratejik Satranç: Kızıldeniz Üzerinde Nüfuz Mücadelesi

Sudan’ın Port Sudan limanı, Kızıldeniz’e açılan en stratejik geçitlerden biri.
BAE’nin burada kontrol sağlamak istemesi, krizin arkasındaki asıl nedeni açıklıyor.
Kızıldeniz üzerinden Avrupa ve Asya’ya uzanan enerji ve ticaret hatları, Afrika’yı Körfez rekabetinin yeni sahnesi haline getirdi.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Selma El-Mahdi, durumu şu sözlerle özetliyor:

“Sudan’da altın sadece bir maden değil, bir silah. Kimin elinde altın varsa, o savaşı finanse ediyor.”


İnsani Kriz: Savaşın Bedelini Halk Ödüyor

Birleşmiş Milletler verilerine göre Sudan’da 10 milyondan fazla kişi yerinden edildi.
Sağlık sisteminin çöktüğü ülkede kıtlık tehlikesi büyüyor.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Sudan’daki durumu “21. yüzyılın en büyük insani felaketlerinden biri” olarak tanımladı.

Sudanlı bir sağlık çalışanı, Vanhaber24’e konuştu:

“Savaş sadece cephede değil, hastanelerde de sürüyor. Çocuklar açlıktan ölüyor, ilaç yok. İnsanlar altın için değil, bir parça ekmek için ölüyor.”

BAE’nin “insani yardım göndermeye devam ediyoruz” açıklaması ise Hartum tarafından “politik vitrin” olarak değerlendiriliyor.


Uluslararası Boyut: ICJ’ye Taşınan Dava

Sudan yönetimi, BAE’yi “soykırım sözleşmesini ihlal etmekle” suçlayarak Uluslararası Adalet Divanı’na (ICJ) başvurdu.
Ancak mahkeme, “yetkisizlik” gerekçesiyle davayı reddetti.
Buna rağmen, bu hamle Sudan’ın uluslararası meşruiyet arayışını güçlendirdi.

Diplomasi çevreleri, bu davanın ardından Afrika Birliği ve Suudi Arabistan’ın arabuluculuk girişimlerine hız verebileceğini belirtiyor.


Krizden Sonra Üç Olası Senaryo

1️⃣ Normalleşme ve Şeffaf Altın Anlaşması

Arabistan veya Afrika Birliği arabuluculuğunda, iki ülke yeniden masaya oturabilir.
Bu durumda, altın ticaretinin şeffaflaştırılması ve sınır güvenliği protokollerinin güncellenmesi gündeme gelebilir.

2️⃣ Bölgesel Vekâlet Savaşının Derinleşmesi

Eğer RSF, BAE’nin dolaylı desteğiyle sahada üstünlük kurarsa, Sudan ordusu Mısır ve Türkiye gibi müttefiklerden daha açık destek talep edebilir.
Bu da savaşın bölgesel bir cepheye dönüşmesi anlamına gelir.

3️⃣ Yeni İttifaklar ve Ekonomik Ayrışma

Sudan, Körfez ekseninden uzaklaşıp Katar, İran veya Türkiye gibi aktörlerle yeni işbirliklerine yönelebilir.
Bu da Körfez’deki güç dengesini ve Kızıldeniz’in güvenlik mimarisini tamamen değiştirebilir.


“Altın, Silah, Diplomasi”: Afrika’nın Yeni Paradoksu

Sudan–BAE gerilimi, yalnızca iki ülke arasında değil, Afrika ve Körfez arasındaki jeopolitik eksenlerin yeniden şekillendiği bir tabloyu işaret ediyor.
Altın, artık sadece bir maden değil; ekonomik bir silah.
Diplomasi ise çatışmaların önünü kesmek yerine, kaynak paylaşımının aracı haline geliyor.

Uzmanlara göre önümüzdeki dönem, Kızıldeniz hattının geleceğini belirleyecek:
Enerji nakil hatları, Afrika yatırımları ve Körfez sermayesi, bu çatışmanın seyrine göre yeniden dizayn edilecek.


Sonuç: Afrika’da Yeni Soğuk Savaş Başlıyor

Sudan–BAE krizi, “diplomasi, ticaret ve savaşın birbirine karıştığı” yeni bir çağın habercisi.
Altın madenlerinden liman sahalarına, istihbarat oyunlarından insani yardımlara kadar uzanan bu karmaşık tablo, 21. yüzyılın Afrika–Körfez rekabetinin merkezine oturmuş durumda.

Sudanlı bir gazeteci son durumu şöyle özetliyor:

“Artık savaşın adı değişti. Tüfek yerine altın, diplomasi yerine yatırım kullanılıyor. Sudan sadece bir ülke değil, büyük güçlerin laboratuvarı haline geldi.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir