Vanhaber24 – Ankara.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’nin itirazını reddetmesiyle birlikte, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliye süreci yeniden gündeme geldi. Demirtaş’ın avukatları, AİHM kararının kesinleşmesi üzerine resmî tahliye başvurusunu yaptı. Şimdi gözler, başvuruyu değerlendirecek olan yerel mahkemenin kararında.
AİHM Kararı Kesinleşti
AİHM, Aralık 2020’de verdiği kararında Türkiye’nin Demirtaş’ı uzun süre tutuklu yargılamasının “siyasi saiklerle yapıldığı” tespitinde bulunmuş ve bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin birçok maddesini ihlal ettiğine hükmetmişti.
Türkiye’nin bu karara yaptığı itiraz 2025 yılı itibarıyla AİHM Büyük Dairesi tarafından reddedildi ve karar böylece kesinleşti.
Bu gelişme, Demirtaş dosyasında “tahliye zorunluluğu” tartışmasını yeniden alevlendirdi. Avukatları, AİHM kararının bağlayıcılığına dikkat çekerek, müvekkillerinin serbest bırakılması için resmî başvuruyu Ankara’daki ilgili mahkemeye sundu.
Demirtaş’ın Avukatlarından Açıklama
Demirtaş’ın avukatları, başvurunun ardından yaptıkları açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“AİHM kararı, yalnızca bir tavsiye niteliği taşımıyor. Avrupa Konseyi üyesi olarak Türkiye bu kararı uygulamakla yükümlüdür. Müvekkilimizin serbest bırakılması artık bir hukuk devleti gereğidir.”
Avukatlar ayrıca, iç hukuk mekanizmalarının AİHM kararını uygulamamasının Türkiye’nin Avrupa Konseyi nezdindeki yükümlülüklerini ihlal anlamına geleceğini belirtti.
Hükümet Kanadında Sessizlik, Bahçeli’den Dikkat Çeken Sözler
Hükümet cephesinden konuya ilişkin resmi bir açıklama gelmezken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözleri dikkat çekti.
Bahçeli, partisinin grup toplantısında gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı değerlendirmede şu ifadeyi kullandı:
“Sayın Selahattin Demirtaş hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır.”
Bahçeli’nin bu açıklaması, geçmişte Demirtaş’a yönelik sert söylemleriyle bilinen MHP çizgisinden önemli bir sapma olarak değerlendirildi. Siyaset kulislerinde bu sözler, “yeni bir siyasal yumuşama ve normalleşme işareti” olarak yorumlandı.
Yerel Mahkeme Ne Yapacak?
Demirtaş’ın avukatlarının yaptığı tahliye başvurusunu değerlendirecek olan yerel mahkeme, süreci AİHM kararına uyum çerçevesinde ele alacak.
Ancak hukukçular, daha önce AİHM’in “hak ihlali” kararlarının Türkiye’de gecikmeli ya da kısmi uygulandığına dikkat çekiyor. Bu nedenle Demirtaş’ın tahliyesi konusunda kısa vadede net bir takvim bulunmuyor.
Hukuk uzmanı Prof. Dr. Ayhan Uzunoğlu, sürece ilişkin şunları belirtti:
“AİHM kararları, Türkiye açısından bağlayıcıdır. Ancak uygulama iç hukuk organlarının takdirinde olduğu için bu süreçte siyasi irade de belirleyici olacaktır.”
Siyasi Denge Arayışının Gölgesinde
Demirtaş’ın tahliyesi tartışması, yalnızca bir hukuk süreci değil; aynı zamanda Türkiye’de siyasal iklimin yeniden şekillendiği bir dönemde gündeme geldi.
Cumhur İttifakı içinde son haftalarda dillendirilen “Terörsüz Türkiye” ve “Milli Dayanışma” söylemleriyle birlikte, Bahçeli’nin İmralı’ya ilişkin “görüşme komisyonu” önerisi, iktidarın yeni bir stratejik pozisyon aldığı yorumlarını güçlendiriyor.
Bu bağlamda Demirtaş’ın olası tahliyesi, hem Kürt sorununda hem de demokratikleşme gündeminde simgesel bir eşik olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası Baskı Artıyor
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye daha önce yaptığı çağrılarda AİHM’in Demirtaş ve Kavala kararlarının derhal uygulanması gerektiğini defalarca vurgulamıştı.
Demirtaş dosyasının çözülmemesi halinde, Türkiye’nin Konsey içindeki siyasi denetim sürecine alınabileceği yönündeki uyarılar yeniden gündeme gelebilir.
Sonuç: Türkiye’nin Hukuk ve Siyaset Dönemeçlerinden Biri
Demirtaş’ın tahliyesine ilişkin süreç, yalnızca bireysel bir dava değil; Türkiye’nin hukuk devleti ilkesine, yargı bağımsızlığına ve demokratik olgunluğuna dair bir turnusol testi niteliğinde.
Mahkemenin vereceği karar, yalnızca bir kişinin özgürlüğünü değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerle iç hukuk arasındaki dengeyi nasıl kuracağını da gösterecek.
Bu yönüyle Selahattin Demirtaş davası, siyasetle yargının kesiştiği en kritik dosyalardan biri olmaya devam ediyor.