Vanhaber24 — Fatih’te üç can alan zehirlenme faciasında anne Çiğdem Böcek’in ölmeden önceki ifadesi ortaya çıktı: “Midye, kokoreç, tantuni ve lokum yedik.”

Türkiye’nin konuştuğu zehirlenme faciasında annenin ölmeden önceki ifadesi ortaya çıktı

İstanbul Fatih’te yaşanan ve üç kişinin ölümüne yol açan zehirlenme vakasında kritik bir gelişme daha yaşandı. Almanya’dan İstanbul’a gelen Böcek ailesinden anne Çiğdem Böcek’in ölmeden önce verdiği ifade, ailenin İstanbul’da üç gün boyunca nerelerde yemek yediğini, son gece hangi gıdaları tükettiğini ve bulantı belirtilerinin nasıl başladığını detaylarıyla ortaya koydu.

Soruşturmanın seyri açısından büyük önem taşıyan ifade, aile üyelerinin yalnızca seyyar satıcıdan midye yemediklerini; kokoreç, tavuk tantuni, lokum ve çeşitli restoran yemeklerini de tükettiklerini gösteriyor.
Bu bilgiler, zehirlenmenin tek bir kaynaktan mı yoksa birden fazla gıda unsurundan mı kaynaklandığına ilişkin tartışmayı daha da derinleştirdi.

Ailenin İstanbul’daki üç günü: Kebap, pide, çorba ve pizza

Çiğdem Böcek’in ifadesine göre aile, 9 Kasım’da Almanya’dan İstanbul’a gelerek Fatih’teki Harbour Suit Otel’e yerleşti.
Aynı akşam otel yakınlarında bir restoranda Böcek çifti kebap, çocuklar ise makarna yedi.

10 Kasım sabahı yine otel çevresinde çorba içen anne-baba, çocuklarına poğaça aldı. Akşam ise çift kıymalı pide, çocuklar sucuklu-kaşarlı pizza yedi.

Tüm bu süreçte herhangi bir şikâyetin ortaya çıkmadığı öğrenildi.

Kritik gün: Midye, kokoreç, tantuni ve lokum

Annenin ifadesine göre sorunlar, 11 Kasım günü akşamüstü başlayan zincirle ortaya çıktı.

Saat 16.00 sıralarında aile, Ortaköy Camii’nin yanındaki bir tablacıdan birer midye yedi.
Ardından Dereboyu Caddesi’ndeki Golden Kokoreç Midye isimli restoranda:

• Anne: tavuk tantuni,

• Baba: kokoreç,

• Çocuklar: sucuk-ekmek,

• Oğul Kadir Muhammet: kokoreçten yalnızca bir ısırık aldı.

Son olarak Fatih’te bulunan “Hürrem Sultan Bazaar” isimli dükkândan lokum aldılar ve hep birlikte yediler.

Bu zincir, soruşturmanın en çok üzerinde durduğu anlardan biri olarak kayda geçti.

Bulantı gece başladı, hastanede “probiotik” yazıldı

Anne Çiğdem Böcek’in ifadesine göre aile, 12 Kasım saat 01.00’de mide bulantısı nedeniyle uyandı.
Sabah 09.00’da Bezmialem Hastanesi’ne gittiler. Anne-babaya serum takıldı, çocuklara ise hastanenin çocuk servisi olmadığı gerekçesiyle bakılmadı.
Böcek ailesi bu kez Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yönlendirildi.

Burada çocuklara yalnızca probiotik yazıldığı, hiçbir tıbbi müdahale yapılmadığı öğrenildi.

Ardından aile tekrar otele döndü ve gün boyunca hiçbir şey yemediklerini ifade etti.

Katliam gibi sabah: Çocuklar öldü, aile çöktü

13 Kasım sabah 01.00 sıralarında aile bireyleri yeniden fenalaştı. Otelden ambulans çağrıldı.
Hastaneye kaldırılan çocuklar tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Anne Çiğdem Böcek ise ertesi gün tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Baba Servet Böcek hâlâ yoğun bakımda ve durumunun kritik olduğu belirtiliyor.

Damacana su ve ilaçlama iddiaları soruşturmayı genişletti

Aynı otelde kalan üç turistin de damacana su içtikten sonra benzer belirtiler göstermesi, soruşturmayı yeni bir boyuta taşıdı.
Polis, otelin su kaynaklarını, odalardaki bardak ve kapları, hatta ilaçlama kimyasallarını incelemeye aldı.

Gözaltına alınanlar arasında:

• otel sorumlusu

• ilaçlama şirketi sahibi

• ilaçlamayı yapan çalışan

da bulunuyor. Soruşturmada toplam gözaltı sayısı 7’ye ulaştı.

Soruşturmanın düğümü laboratuvar sonuçlarıyla çözülecek

Uzmanlara göre, bu vakada ölüm tek bir gıdadan kaynaklanmış olmayabilir.
Çiğdem Böcek’in ifadesinde yer alan midye, kokoreç, tantuni, lokum gibi yüksek riskli yiyecekler;
otel odasında tüketilen damacana su iddiası;
ve yanlış yapılmış olabilecek ilaçlama uygulamaları birlikte değerlendiriliyor.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Cinayet Büro Amirliği, tüm numunelerin analizini sürdürüyor.