Vanhaber24 — MetroPOLL’ün son araştırması, Türkiye’de siyasi görüş farkı olmaksızın toplumun büyük çoğunluğunun net asgari ücretin en az yüzde 50 zamla 33.150 TL seviyesine çıkarılmasını istediğini ortaya koydu. Ekonomik kriz, yüksek enflasyon ve geçim sıkıntısı talepleri ortaklaştırdı.
Asgari ücret anketinden dikkat çeken sonuç: Toplum mutabakata varmış görünüyor
Türkiye’de milyonlarca işçi ve ailelerinin kaderini belirleyecek 2026 asgari ücreti için gözler 12 Aralık’ta toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na çevrilirken, MetroPOLL Araştırma’nın yayımladığı son anket çarpıcı bir tablo ortaya koydu.
28 ilde 15–21 Kasım tarihleri arasında yapılan ankete göre halkın yüzde 74,5’i, asgari ücretin en az yüzde 50 zam ile 33 bin 150 TL’ye yükseltilmesi gerektiğini düşünüyor. Dikkat çekici olan ise, siyaseten kutuplaşmış görünen ülkede, ekonomik beklentilerde farklı parti seçmenlerinin neredeyse aynı noktada buluşması.
Siyasi partiler arasında geniş mutabakat: “En az yüzde 50 artmalı”
Araştırmaya göre en az yüzde 50 artış isteyenlerin oranı partilere göre şöyle:
-
AK Parti seçmeni: %66,2
-
CHP seçmeni: %85,3
-
MHP seçmeni: %68,6
-
İYİ Parti seçmeni: %77
-
DEM Parti seçmeni: %82,4
Bu veriler, ekonomik sıkıntıların siyasi aidiyetten bağımsız olarak ortak bir talebi öne çıkardığını gösteriyor. Özellikle orta ve alt gelir gruplarını doğrudan etkileyen kiralar, enerji giderleri, ulaşım maliyetleri ve temel gıda fiyatları, “asgari ücret en az yaşamı idame ettirecek seviyede olmalı” görüşünü güçlendiriyor.
Enflasyon oranı artık kimseye yeterli gelmiyor
Katılımcıların yalnızca yüzde 10,5’i, yıllık enflasyona denk gelen %33’lük bir zammı yeterli bulduğunu söyledi. Bu oran geçmiş yıllara kıyasla oldukça düşük.
Bunun temel nedenleri arasında:
-
Gıda enflasyonunun resmi enflasyondan daha yüksek yaşanması,
-
Kiraların büyük şehirlerde 20 bin TL bandına dayanması,
-
Ulaşım ve enerji maliyetlerinin artması,
-
Hane borçlanmasının tarihsel olarak zirveye çıkması
gösteriliyor.
4 kişilik bir hanenin yoksulluk sınırının 60 bin TL’yi aşması da toplumun neden “asgari ücret en az 33 bin TL olmalı” dediğini açıklıyor.
Daha düşük zam oranlarına destek neredeyse yok
Aynı ankette daha düşük zam oranlarını savunanların oranı şöyle:
-
Yüzde 10 zam isteyenler: %4,3
-
Yüzde 20 zam isteyenler: %4,4
-
Görüş bildirmeyenler: %6,3
Bu dağılım, toplumun büyük bölümünün ekonomik kriz karşısında asgari ücretin radikal biçimde artırılması gerektiğini düşündüğünü ortaya koyuyor.
Komisyon için kritik hafta: 5+5+1 formülü masada
Önümüzdeki hafta yapılacak toplantıda yeni komisyon yapısının nasıl şekilleneceği de merak konusu. Bakan Vedat Işıkhan’ın önerdiği 5 işçi + 5 işveren + 1 hükümet modeli, işçi temsilinin güçlendirilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
TÜRK-İŞ’in masaya oturup oturmayacağı ise büyük ölçüde bu yapının kabul edilmesine bağlı.
Asgari ücret tartışması neden bu kadar kritik?
Ekonomistler, asgari ücretin Türkiye’de sadece ücretli çalışanları değil, kayıt dışı işçileri, küçük esnafı ve hatta sosyal yardım miktarlarını bile belirleyen bir referans haline geldiğini vurguluyor.
Asgari ücret artışı:
-
Yoksulluk sınırının ne kadar altında kalınacağını,
-
İşçilerin satın alma gücünü,
-
Enflasyonun sosyal etkisini,
-
Şirketlerin maliyet planlamasını
doğrudan etkiliyor.
Bu nedenle toplumun büyük bölümü için yeni ücret, sadece ekonomik değil sosyal bir güvenlik bariyeri anlamına geliyor.
Beklentiler: 30 bin TL bandı güçlü ihtimal
Ekonomi kulislerinde dillendirilen rakamlar şunlar:
-
Hükümet: 28.500 – 30.000 TL
-
İşçi kesimi: 33.000 – 36.000 TL
-
İşveren kesimi: Maliyet kaygıları nedeniyle 28.000 TL altı formüller
Ancak kamuoyu anketi, hükümetin daha düşük bir rakam açıklaması halinde sosyal tepkinin artabileceğine işaret ediyor.