Vanhaber24 Türkiye’de artan sismik hareketlilik dikkat çekiyor. Bilimsel verilere göre yüksek risk alanındaki iller uyarıldı; uzmanlar hazırlıkların yetersiz olduğuna işaret ediyor.
HABER METNİ (600+ kelime, SEO sorulu başlıklarla)
Türkiye, üç büyük fay hattının kesişiminde yer aldığı için dünyanın en aktif deprem bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor. Son haftalarda farklı bölgelerde meydana gelen küçük ve orta ölçekli depremler, hem uzmanların hem vatandaşların dikkatini yeniden bu gerçekle yüzleştirdi. Sismik hareketlilikteki artış, özellikle yüksek risk zonlarında bulunan iller için ciddi uyarılar içeriyor. Bilimsel verilere göre Türkiye’nin %92’si deprem tehlike haritasında riskli bölgede yer alırken, nüfusun %70’i aktif fayların yakınında yaşıyor.
Türkiye’de deprem riski neden bu kadar yüksek? Bilimsel veriler ne söylüyor?
Türkiye, Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) ve Batı Anadolu Graben sistemi arasında sıkışmış durumda.
MTA ve Kandilli Rasathanesi verilerine göre:
-
KAF yılda 25 mm’ye kadar sağ yönlü yatay hareket üretiyor.
-
DAF yılda 10 mm civarında sol yönlü hareket ediyor.
-
Batı Anadolu’da genişleme hızının 20–25 mm/yıl olduğu hesaplanıyor.
Bu hareketler, fay hatlarında biriken gerilimin zaman içinde kırılarak büyük depremlere yol açmasına neden oluyor. Özellikle KAF’ın “Marmara segmenti”, 1766’dan bu yana büyük bir deprem üretmediği için bilim insanlarına göre enerji birikimi kritik seviyede.
Hangi iller yüksek deprem risk bölgesinde yer alıyor?
AFAD Deprem Tehlike Haritası ve 2024 sismik analizleri baz alınarak en yüksek risk zonunda bulunan iller şöyle:
Kuzey Anadolu Fay Hattı Üzerindeki Yüksek Riskli İller
-
İstanbul
-
Kocaeli
-
Sakarya
-
Düzce
-
Bolu
-
Tokat
-
Erzincan
-
Bingöl
Bu iller, KAF üzerinde doğrudan konumlandığı için 7 ve üzeri büyüklükte depremler üretme potansiyeline sahip.
Doğu Anadolu Fay Hattı Üzerindeki Riskli İller
-
Kahramanmaraş
-
Malatya
-
Elazığ
-
Adıyaman
-
Hatay
-
Diyarbakır’ın kuzey kesimleri
6 Şubat depremleri sonrası DAF’ın bazı segmentlerinde enerji boşalmış olsa da komşu segmentlerde stres birikimi devam ediyor.
Batı Anadolu Genişleme Kuşağı (Ege Bölgesi)
Bu bölge Türkiye’nin en sık deprem üreten alanıdır.
-
İzmir
-
Manisa
-
Aydın
-
Denizli
-
Muğla
Bu bölgedeki faylar çoğunlukla normal fay karakterlidir ve 6–7 büyüklüğünde sık deprem üretir.
Güneydoğu Anadolu ve Suriye Sınırı Fayları
-
Şanlıurfa
-
Mardin
-
Gaziantep’in bazı bölgeleri
Zayıf olsa da sınır hattındaki faylar nedeniyle risk altındadır.
Bilimsel verilere göre, Türkiye’nin deprem etkisi bakımından en güvenli bölgeleri iç kesimlerde yer alsa da “tamamen risksiz bir il yoktur.”
Marmara Bölgesi büyük bir deprem bekliyor mu? Uzmanlar ne diyor?
Kandilli Rasathanesi’nin 2023 ve 2024 modellemelerine göre, Marmara Denizi içindeki fay segmentinde 7.0–7.5 büyüklüğünde bir deprem olasılığı %47 ila %62 arasında hesaplanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Jeofizik Bölümü, bu segmentteki “sismik sessizliğin” 250 yıldır sürdüğünü vurguluyor.
Uzmanlar, enerji birikiminin kritik seviyeye ulaştığını ve bu nedenle İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova’nın yüksek etki senaryosuna hazırlanması gerektiğini belirtiyor.
Deprem hazırlıkları yeterli mi? Bilimsel değerlendirmeler ne söylüyor?
Türkiye’de deprem sonrası çalışmalar iyileştirilse de, yapı stokunun kalitesi hâlâ en büyük sorun olarak görülüyor.
-
Çevre Şehircilik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 6,5 milyon bağımsız bölüm riskli statüsünde.
-
İstanbul’da 1,5 milyon binanın acil dönüşüm gerektirdiği belirtiliyor.
-
AFAD’ın tatbikat analizleri, halkın yalnızca %28’inin acil durumda doğru davranış şekillerini bildiğini gösteriyor.
Uzmanlar, bilimsel temelli kentsel dönüşüm yapılmadığı sürece şehirlerin büyük depremlere hazır olamayacağını söylüyor.
2025 yılında hangi bölgelerde deprem aktivitesi artabilir?
Sismik modeller, üç bölgede aktivitenin artabileceğini gösteriyor:
-
Marmara Denizi çevresi
-
Hatay – Adıyaman – Malatya hattı (DAF artçı gerilim dağılımı)
-
İzmir – Aydın – Denizli hattı (Ege graben sistemi)
Bu bölgelerde mikro-şokların sayısının artması, fay hatlarında stres birikiminin sürdüğünü işaret ediyor.
Deprem riskine karşı hangi bilimsel politikalar uygulanmalı?
Bilim insanları şu önerileri sıralıyor:
-
Fay hatlarına göre mikro-bölgeleme yapılmalı
-
İmar affı kesin olarak son bulmalı
-
Okul ve hastanelerde yer ivmesi dayanıklılığı test edilmeli
-
Erken uyarı sistemleri genişletilmeli
-
Kentsel dönüşüm rant değil bilim temelli yürütülmeli
-
Toplum için zorunlu deprem eğitimi sağlanmalı
Deprem uzmanlarına göre bu adımlar uygulanmadığı sürece Türkiye depremle yaşamaya değil, depremle yıkılmaya mahkûm kalacaktır.