Vanhaber24 – Küresel piyasaların ekonomik belirsizliklerle dolu bir dönemden geçtiği bugünlerde altın fiyatları yeniden güçlü bir tırmanış sergiliyor. Türkiye’de gram altın 5.900 TL bandına yaklaşarak yılın en yüksek seviyelerinden birine adım atarken, uluslararası piyasalarda ons altın 4.300 dolar sınırına doğru ilerliyor. Uzmanlara göre bu hareketlilik yalnızca günlük dalgalanmaların sonucu değil; aksine, dünya ekonomisindeki geniş kapsamlı risklerin birleştiği çok katmanlı bir süreç olarak okunuyor.
Türkiye iç piyasasında gram altın gün boyunca 5.874–5.906 TL aralığında işlem gördü. Bu seviyenin özellikle dikkat çekici olmasının nedeni, yıl içinde sık sık test edilen bandın artık daha kalıcı bir zemin kazanma ihtimalidir. Döviz kurundaki dalgalanma, altına yönelik yerli talebin yüksek seyri ve global yatırımcıların güvenli liman arayışı birleştiğinde, altının iç piyasadaki hareketi daha stabil değil, daha baskın bir yukarı yönlü eğri izliyor. Çeyrek altının 9.500–9.620 TL, Cumhuriyet altınının ise 38.300–40.100 TL düzeyinde seyretmesi, yıl sonu portföy düzenlemelerinin de fiyatlara ek bir momentum sağladığını gösteriyor.
Altın piyasasını asıl belirleyen unsurlardan biri ise ons fiyatındaki güçlenme. Uluslararası piyasalarda ons altın son günlerde 4.280–4.330 dolar aralığında hareket ederken, yatırımcıların Fed’e yönelik beklentileri fiyatları daha da yukarı taşımaya devam ediyor. Faiz indirimi ihtimalinin her açıklamada biraz daha belirginleşmesi, altının getiri avantajını yükseltiyor ve bu durum küresel anlamda ciddi bir talep artışına yol açıyor. Ayrıca gümüş fiyatlarının tarihi zirvelere yaklaşması ve risk iştahının daralması, altının “korunma refleksiyle” talep gören varlık konumunu daha da pekiştiriyor. Bu nedenle uzmanlar, ons altının kısa vadede 4.350 dolar seviyesini test etmesinin sürpriz olmayacağı görüşünde birleşiyor.
Ekonomistlerin altının neden yükseldiğine dair yaptığı değerlendirmeler üç ana başlık altında toplanıyor. İlk olarak, faiz indirimi beklentilerinin giderek güçlenmesi altını yine en güvenli liman haline getiriyor; çünkü düşük faiz ortamında getirisi olmayan varlıklar daha cazip hale geliyor. İkinci olarak, jeopolitik belirsizlikler, bölgesel çatışmalar ve küresel ekonomideki yavaşlama işaretleri risk algısını artırırken, altın doğal olarak yatırımcıların başvurduğu ilk güvenli varlık hâline geliyor. Üçüncü etken ise döviz kuru. Dolar/TL kurundaki her hareket, gram altının yönünü doğrudan belirlediği için iç piyasa, küresel hareketlerden daha sert etkileniyor ve bu da fiyatları yukarı taşıyan ek bir basınç oluşturuyor.
Uzmanlara göre yıl sonu yaklaşırken altın piyasası kritik bir döneme giriyor. Yatırımcılar özellikle ons altının seyrini belirleyecek olan Fed kararlarını yakından izliyor. Birçok piyasa yorumcusu, gram altının 6.000 TL seviyesini test edebileceğini ancak kısa vadeli volatilitenin de artabileceğini ifade ediyor. Bu nedenle yatırımcıların hem iç hem dış dinamikleri birlikte değerlendirmesi gerektiği vurgulanıyor. Özellikle altın–gümüş makasının daralması, piyasalarda yeni bir denge sürecinin habercisi olarak yorumlanıyor.
Tüm bu gelişmeler, altın fiyatlarının yalnızca teknik seviyelerle değil, küresel ekonomik atmosferin değişken yapısıyla şekillendiğini ortaya koyuyor. Yıl sonuna yaklaşılırken fiyatların nereye evrileceği; Fed’in açıklamaları, küresel risk algısındaki değişimler ve döviz piyasalarının hareketliliği tarafından belirlenecek. Ancak mevcut görünüm, altının güçlü seyrini koruduğunu ve kritik eşiklerin artık daha görünür hâle geldiğini gösteriyor.
